UIAA YÜRÜYÜŞ, TIRMANIŞ VE DAĞCILIK BİLDİRİSİ

UIAA YÜRÜYÜŞ, TIRMANIŞ VE DAĞCILIK BİLDİRİSİ
GİRİŞ VE AMAÇ – Sayfa 5

ETİK VE TARZ

  • BÖLÜM 1 – Sayfa 7
  • BÖLÜM 2 – Sayfa 9
  • BÖLÜM 3 – Sayfa 11

RİSK, BAŞARI VE BAŞARISIZLIĞI DENGELEME

  • BÖLÜM 4 – Sayfa 13
  • BÖLÜM 5 – Sayfa 15

HAKLAR VE SORUMLULUKLAR

  • BÖLÜM 6 – Sayfa 17
  • BÖLÜM 7 – Sayfa 21
  • BÖLÜM 8 – Sayfa 23
  • BÖLÜM 9 – Sayfa 25

2024’te Malta’da gerçekleştirilen UIAA Genel Kurulu tarafından onaylanmıştır.

UIAA Uluslararası Tırmanış ve Dağcılık Federasyonu
Monbijoustrasse 61
CH-3000 Bern 14
www.theuiaa.org

Yazarlar ve Katkıda Bulunanlar

  • UIAA Dağcılık Komisyonu
  • UIAA Dağ Koruma Komisyonu
  • UIAA Ofisi

Grafikler

  • Atelier KE

Fotoğraf Kaynakları

  • iStock, Shutterstock, arnephotography, UIAA

Alpinizm, UNESCO tarafından İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası olarak tanınmıştır.


UIAA YÜRÜYÜŞ, TIRMANIŞ VE DAĞCILIK BİLDİRİSİ

UIAA, bu Bildiri’de belirtilen ilkelerin, tüm yürüyüşçülerin, tırmanıcıların ve dağcıların uyması gereken temel normlar olduğunu kabul eder:

ETİK VE TARZ

  • Tırmanış tarzımızı dürüstçe raporluyoruz.
  • Bizden farklı stillere sahip olan diğer kişilerin tarzlarına saygı duyuyoruz.
  • Yürüyüş veya tırmanış sırasında başkalarının deneyimine zarar vermiyoruz.

RİSK, BAŞARI VE BAŞARISIZLIĞI DENGELEME

  • Risk almadan önce başkaları üzerindeki etkisini göz önünde bulunduruyoruz.
  • Kendi hedeflerimiz pahasına olsa bile ihtiyacı olanlara yardım ediyoruz.

HAKLAR VE SORUMLULUKLAR

  • Tırmanış alanları ve dağ bölgelerindeki doğal ekosistemlere saygı duyuyoruz.
  • İklim değişikliğini tanıyor ve etkilerimizi azaltmaya çalışıyoruz.
  • Yerel düzenlemelere uyuyor, yerel topluluklara ve kültürlere saygı gösteriyoruz.
  • Sorumluluk bilinciyle, doğa ve vahşi bölgelere erişim hakkını destekliyoruz.

GİRİŞ VE AMAÇ

Yeni bildirinin amacı iki yönlüdür:

  1. UIAA’nın optimal kabul ettiği genel davranış normlarını ortaya koymak. Bu, tırmanışta benimsediğimiz etik ve tarzın yanı sıra dikkat etmemiz gereken çevresel ve sosyal unsurları da içerir.
  2. Tırmanıcılar ve dağcılar için, özellikle “alpin” zirveler ve kaya tırmanışları bağlamında, dağcılık perspektifinden en iyi uygulamaları netleştirmek.

Bunlar, küresel ölçekte tırmanıcı ve dağcılarla uyumlu olması beklenen öneri ve normlardır; katı kurallar şeklinde sunulmamaktadır.

2002 Tyrol Bildirisi, UIAA ve tırmanış/dağcılık camiasına son 22 yıl boyunca çok iyi hizmet etmiş, içindeki birçok ilke hâlâ geçerli ve değerlidir.

Ancak bu süre içinde dünya ciddi biçimde değişti ve tırmanış ile dağcılık da bu değişime ayak uydurdu. Kapalı salon (indoor) ve spor tırmanışın yükselişi, rehberlik şirketlerinin büyük zirvelere ticari turlar düzenlemesinin hızla artması, internet, uygulamalar ve sosyal medyanın bilgiye erişimi dönüştürmesi gibi gelişmeler, dünya çapında hissedilir hale geldi.

Bu gelişmelerin arasında iklim değişikliği en büyüklerden biridir. UIAA olarak sürdürülebilirlik temel rehberimizdir. Bu yalnızca dağ ekosistemlerini korumakla ilgili değil, aynı zamanda geçimini tırmanış ve dağcılıktan sağlayan yerel toplulukların refahını desteklemekle ilgilidir. Amacımız, tırmanış ve dağcılıkla bağlantılı çevresel, sosyal ve ekonomikolumlu etkileri artırmak ve böylece bu sporların hem günümüzde hem de gelecekte sürdürülebilir şekilde devam edebilmesini sağlamaktır.

Dağcılık uygulamaları, ülkelere ve kültürlere göre farklılık gösterir. Bu farklılıklar “doğru” veya “yanlış” değildir, genelde sadece vurgu değişiklikleri söz konusudur.

Tırmanış ve dağcılık, barış inşası, sağlık ve iyilik hâli, kültürlerarası anlayış ve saygı geliştirme, geleneklere duyulan gururu besleme ve miras oluşumunu destekleme gibi pozitif etkiler yaratabilir. Aynı zamanda kırsal göçü azaltarak yerel iş imkanları oluşturabilir; ziyaretçilerin doğal, kültürel ve tarihî değerlere yönelik farkındalığını ve takdirini artırabilir.

Bu Bildiri’nin, dünyadaki dağcıları ortak bir temel etrafında birleştirmeye katkı sağlaması umulmaktadır.


ETİK VE TARZ

BÖLÜM 1

Tırmanış tarzımızı dürüstçe raporluyoruz.

Dağcılıkta “tarz”, “oyunun kuralları”nın kısaltmasıdır. Her tırmanış, gönüllü olarak benimsediğimiz kurallarla şekillenir. Eğer böyle olmasaydı, zirveye helikopterle gitmeyi veya en zor kaya etaplarına sabit Via Ferrata kurmayı engelleyecek hiçbir şey olmazdı; o zaman tırmanış bir disiplin olmaktan çıkardı.

Bu kuralları seçme özgürlüğü bize ait olsa da, üç temel ilke her tür dağcılık stiline üst çerçeve çizer:

  1. Tırmanış tarzımız konusunda net ve dürüst olmak,
  2. Doğal çevreye zarar vermemek,
  3. Diğer insanların deneyimlerini olumsuz etkilememek.

Dürüst olmayan raporlamalar “hile” suçlamalarına yol açabilir. Bu yüzden tarzımızı açıkça belirtmek önemlidir.

  • Her tırmanıcı (macera veya spor) kendi yetenek ve tercihlerine uygun herhangi bir stili seçme hakkına sahiptir.
  • Tırmanıcılar, faaliyetlerini doğru şekilde paylaşmalı ve raporlamalıdır. Gerçekçi ve detaylı raporlar, hem tırmanıcının güvenilirliğini hem de sporun saygınlığını güçlendirir. Dijital olarak düzenlenmiş fotoğraflar, gerçeği çarpıtabildiğinden teşvik edilmemelidir. Dağcılık sadece “zirve fotoğrafı” veya “video” ile övünmekten ibaret değildir; planlama, ekip ruhu gibi süreçler de aynı derecede değerlidir.
  • Macera rotaları mümkün olduğunca doğal bırakılmalı; sabit emniyet noktaları (bolt) sadece gerektiğinde ve yerel geleneklere uygun şekilde kullanılmalıdır.
  • Başarısızlıktan korkma: Dağcılıkta hiçbir sonucun garantisi yoktur. Başarısızlık riskini göze almak, en zengin deneyimleri getirir.
  • Sosyal medyayı, dağcılığı değersizleştirmeyecek veya dağ ortamlarına zarar vermeyecek şekilde sorumlu kullanırız.

BÖLÜM 2

Bizden farklı tarzlara sahip olanların stillerini kabul ederiz.

Modern tırmanış; yürüyüş, bouldering, kaya tırmanışı ve dağcılık gibi geniş bir yelpazeyi kapsar. Dağcılık, “alpin” tırmanışın yanı sıra Andlar veya Himalayalar gibi yüksek sıra dağlarda yapılan yüksek irtifa ve ekspedisyon tırmanışlarını da içerir.

Özellikle 8000 metrelik zirvelerde, dağcılık ticari bir döneme girmiştir. Bu da her tırmanıcının istediği stilde tırmanma hakkı ile daha “iyi” yöntemler olabileceğine dair anlayış arasında bir gerilim yaratır. Her tırmanıcı eşit haklara sahip olsa da, dağcılık camiasında her tarzın saygınlığı aynı değildir. Bu durumun kökeninde kültürel farklılıklar da yatar.

  • Hafif (lightweight) tırmanış stilinin, hem insan hem de doğal çevre üzerindeki etkileri azalttığını kabul ederiz.
  • Trekking ve diğer dağ turizmi biçimleri de bu yaklaşımdan faydalanır.
  • Hafif alpin stili tırmanışı hedefleriz, ancak 8000 metrelik zirvelerde yaygın olan rehberli (tam destekli) çıkışları da saygıyla kabul ederiz.



BÖLÜM 3

Başkalarının deneyimine zarar vermeyiz.

Başkalarının deneyimini olumsuz etkilememek, temel ve açık bir insani ilkedir. Dağlarda ve tırmanışta bu, yerel tırmanış tarzına saygı duymayı gerektirir. Örneğin geleneksel (trad) ekipman kullanımının benimsendiği bir bölgede spor rota açmak veya el değmemiş bir vahşi bölgede altyapı (örneğin sabit merdivenler, Via Ferrata) inşa etmek, yerel topluluğun deneyimini zedeleyebilir.

Daha yaygın bir örnek olarak; popüler rotalarda kalabalıklar olabilir. Burada, hızlı ekipleri bekletmemek, sessiz bölgelere saygı duymak ve başkalarının da tırmanabilmesi için ekipmanımızı zamanında toplamak gibi basit nezaket kuralları önemlidir.

  • Başkalarının tırmanışlarına saygı duyar, olumsuz yorumlardan kaçınırız.
  • Gerektiğinden fazla rahatsızlık veya engel yaratmayız.
  • Daha hızlı ekiplerin geçmesine izin veririz.
  • Emniyetli olduğu sürece, tırmanışa devam eden ekibin önceliği vardır (inişteki ekibe göre).
  • Yerel tırmanış topluluklarının, rotalara nasıl müdahale edeceklerine dair önceliği olduğunu kabul ederiz. Kayaya yapay tutamak eklemek veya mevcut tutamakları tahrip etmek gibi eylemlerden kaçınırız.
  • Bir rotaya, zirveye veya dağın herhangi bir yerine isim verirken yerel topluluklarla istişare eder, mevcut geleneklere ve kurallara uyarız; saldırgan veya uygunsuz bir isim kullanmamaya özen gösteririz.

RİSK, BAŞARI VE BAŞARISIZLIĞI DENGELEME

BÖLÜM 4

Risk almadan önce başkaları üzerindeki etkisini düşünürüz.

Açık havada yapılan her etkinlikte olduğu gibi, dağlarda da risk vardır. Bu riski değerlendirirken sadece kendimizi değil, eylemlerimizin etkileyeceği diğer insanları (ör. ekip arkadaşları, çevredeki diğer kişiler, kurtarma ekipleri, ailemiz ve sevdiklerimiz) de dikkate almalıyız.

Olası riskleri öngörmek ve bunların olasılığını değerlendirmek önemlidir. Her dağ faaliyetinde resmi bir risk değerlendirmesi yapmak pratik olmayabilir; ancak temel risk yönetimi prensiplerini gayriresmî de olsa uygulayabiliriz: Tehlikeleri belirlemek, kimleri etkileyebileceğini düşünmek, ihtimalleri ve sonuçları tartmak, kontrol önlemleri alıp almamak gibi.

  • Dağlara giderken veya tırmanırken yaralanma veya ölüm riskinin bulunduğunu anlarız.
  • Tırmanış öncesi ve dağdayken, hem öznel hem de nesnel tehlikeleri değerlendiririz.
  • Başkalarını tehlikeye atmamak için elimizden geleni yapar, olası riskler konusunda uyarılarda bulunuruz.

BÖLÜM 5

Kendi hedeflerimiz pahasına bile olsa ihtiyacı olanlara yardım ederiz.

İdeal bir dünyada, dağda veya tırmanış ortamında tehlikede olan herkese – güvenli olduğu sürece – yardım ederiz.

Dağda yardıma muhtaç birine rastladığımızda, öncelik her zaman yardımı ulaştırmaktır. Kendi zirve veya rota hedefimiz bu durumun gerisinde kalır.

Her duruma hazırlıklı olmak gerekir:

  • Zor durumdaki herkese yardım etmeye çalışırız.
  • Dağda bir kaza olduğunda önce kendi güvenliğimizi sağlar, ardından kazazedelere yardım ederiz. Yaralıların ek tehlikelerden uzak olduğundan emin oluruz.
  • Gerekirse kurtarma ekiplerini mümkün olan en kısa sürede haberdar ederiz.
  • Bu tür olayları sansasyonel hale getirmemeye, kültürel hassasiyetlere uygun davranmaya özen gösteririz. Bir cesetle karşılaşmak sarsıcı olabilir; bu konuda sağduyu ve hassasiyet gösteririz.
  • Yerel halka da ihtiyaç duyduklarında her türlü yardımı sağlarız. Örneğin, ekspedisyon doktoru acil bir vakada hayat kurtarıcı rol oynayabilir.

HAKLAR VE SORUMLULUKLAR

BÖLÜM 6

Dağların doğal ve insani çevresine saygı duyarız.

Yüksek irtifa bölgeleri, sadece endemik bitki, mantar ve hayvan türlerinin yuvası olmakla kalmaz, aynı zamanda iklim değişikliği ve insan kaynaklı baskılarla tehdit altındaki alçak irtifa türleri için de sığınak işlevi görür. Dağlar ve kaya tırmanış alanları, “jeo-çeşitlilik” (kayalar, mineraller, fosiller, şekiller, tortular, topraklar ve bunları oluşturan doğal süreçlerin çeşitliliği) açısından da zengindir.

Tırmanış ve dağcılık, doğal bitki örtüsünü, hayvan türlerinin çeşitliliğini, toprak erozyonunu, kaya kalitesini ve manzara bütünlüğünü etkileyebilir. Bu durum dağ ekosistemlerinin temel işleyişini bozabilir ve dağ manzaralarının cazibesini azaltabilir.

Örneğin; hassas alanların aşırı kullanılması, bolt/ankraj, tebeşir (kireç) kullanımı, Via Ferrata veya merdivenler gibi erişim kolaylaştırıcı altyapıların kurulması, insan atıkları veya kirlilik, özellikle yüksek ve ulaşılması zor bölgelerde ciddi sorunlar yaratabilir.

Seyahat ve Kamp

  • Yürüyüş veya kamp yaparken, arazinin, patikaların ve kampların temiz ve doğal kalmasına özen gösteririz.
  • Yemek pişirme veya ısınma amacıyla odun yakmaktan kaçınır, ekspedisyonlarda hamallara yakıt sağlar ve mümkün olduğunca toplu pişirme yaparak karbon emisyonlarını azaltırız.
  • Hayvan yuvalarının yakınında kamp kurmaktan kaçınır, su kaynaklarından en az 30 metre uzakta kalırız. Uzun süreli kamp yapıyorsak, uygun olduğu takdirde kamp yerimizi birkaç günde bir değiştiririz.
  • Gürültünün vahşi yaşamı rahatsız ettiğini bildiğimiz için yüksek sesle müzik veya bağırış çağırıştan kaçınırız.

Atık Yönetimi

  • Her türlü atığı azaltmaya çalışır, insan atıkları da dahil olmak üzere geri götürebildiğimiz her şeyi uygun şekilde bertaraf ederiz (pratik ve mümkün olduğu durumlarda).
  • Gereksiz ambalaj kullanımından kaçınırız.
  • Peynir altı suyu, yiyecek artıkları gibi organik maddeler bile ortama zarar verebileceğinden, tüm atıkları yanımızda geri götürürüz.

Su Kaynakları

  • Su kaynaklarını kirletmemeye özen gösterir, hassas göl, akarsu ve göletlerde doğrudan yıkanmaz veya yüzmeyiz.
  • Özellikle pil gibi tehlikeli atıkları su kaynakları yakınında bulursak temizleriz.

(BÖLÜM 6 Devamı)

Flora, Mantarlar ve Fauna

  • Yaban hayatına ve yaşam alanlarına özen gösterir, doğrudan temastan kaçınırız. Vahşi hayvanları beslemek veya dokunmak, onların doğal davranış ve beslenme alışkanlıklarını bozabilir.
  • Yerel besin zinciri veya ekosistemi bozmayacak şekilde meyve, tohum toplarız.
  • Evcil hayvanların vahşi hayvanlarla aynı olmadığını, hastalık taşıyabileceklerini ve vahşi yaşamı tehdit edebileceklerini unutmamalıyız.
  • Kaya tırmanış bölgelerinde rota temizliğine (liken, yosun, bitki, çalı temizliği) girişmeden önce mutlaka yerel topluluklara danışırız. Gerekli olan minimum düzeyde bitki örtüsünü kaldırmaya dikkat ederiz.
  • Tırmanırken mümkün olduğunca az tebeşir (kireç) kullanmaya özen gösteririz. Aşırı tebeşir kullanımı, kaya yüzeyinin pH ve besin dengesini bozarak canlıları etkileyebilir.

Yerel Çevre Düzenlemeleri

  • Uzak bölgelerde çevre denetimi zordur. Bu nedenle, özellikle hassas doğa alanlarına seyahat ederken yerel çevre projelerini destekleriz ve gördüğümüz çevresel sorunları ilgili mercilere bildirerek bozulmayı engellemeye yardımcı oluruz.

BÖLÜM 7

İklim değişikliğini tanır ve etkilerimizi azaltmaya çalışırız.

Artan sıcaklıklar, iklimle bağlantılı hızlı değişimlerin başlıca itici gücüdür. Bu, dağlarda buzulların erimesi, permafrostun çözülmesi, kar örtüsünün azalması ve mevsim sürelerinin değişmesi gibi sonuçlara yol açar. Dolayısıyla tırmanış rotaları da hızla değişen koşullardan etkilenir.

Bu değişimler; toprak kaymaları, çığlar, hava şartlarındaki ani değişimler gibi riskleri artırır. Aynı zamanda ekosistemlerde, yaşam biçimlerinde, kültürel kimliklerde, değerlerde ve miraslarda köklü dönüşümlere sebep olabilir.

Tırmanış ve dağcılığın iklim değişikliğine katkısı, özellikle ulaşım (dağlara veya tırmanış bölgelerine seyahat) kaynaklı sera gazı salımıyla bağlantılıdır. Ayrıca, ekipman ve teknik giysilerin üretimi/taşınması için fosil yakıt kullanımının dolaylı etkileri de söz konusudur.

  • Dağlara veya tırmanış bölgelerine giderken mümkünse toplu taşımaaraba paylaşımı veya elektrikli araçkullanarak, hava yolculuğundan kaçınarak sera gazı emisyonlarını azaltmaya çalışırız. Kaçınılmaz durumlarda, tanınmış karbon dengeleme programlarıyla telafi (offset) yapabiliriz.
  • Ekipman ve giysilerimizi mümkün olduğunca geri dönüştürür veya sürdürülebilir ürünler tercih ederiz.
  • Tek kullanımlık plastik ve gereksiz ambalajlardan kaçınır, bunun yerine su filtresi veya arıtıcı kullanırız.
  • Yerel sera gazı azaltma girişimlerine katkıda bulunmayı düşünebiliriz.
  • Fauna ve florayı korumayı amaçlayan, ağaçlandırma projeleri gibi yerel çalışmaları destekleriz.
  • Dağcılar olarak, iklimle ilgili araştırmalara destek verebilir, tırmanış veya yürüyüş esnasında edindiğimiz gözlemleri bilim insanlarıyla paylaşabiliriz.
  • Bu konularda farkındalığı artırmak ve harekete geçilmesini teşvik etmek için bilgileri yaymayı düşünürüz.
  • Bireysel, kulüp veya federasyon düzeyinde dağ ekosistemlerinin yenilenmesi ve onarılmasına yönelik girişimleri takip eder ve destekleriz.

BÖLÜM 8

Yerel düzenlemelere uyar, yerel topluluklara ve kültürlere saygı gösteririz.

Ziyaret ettiğimiz ülkenin veya bölgenin yazılı kanunlarına ve geleneksel kurallarına uymak büyük önem taşır. Bu kuralların ihlali, sadece bizim deneyimimizi değil, gelecekteki tırmanıcıların deneyimini de olumsuz etkileyebilir ve hatta kendi ülkemiz veya organizasyonumuzla ev sahibi ülke arasında sorunlara yol açabilir. Farklı bir kültürün misafiri olarak, her zaman saygılı ve nazik davranmalıyız.

  • Ev sahibi ülke veya bölgenin tırmanışa ilişkin düzenlemelerine ve yerel kurallara, mantıksız görünseler bile uyarız.
  • Kutsal veya hassas kabul edilen dağlara saygı duyar, yerel halkın kültürel ve dini inançlarını incitmekten kaçınırız.
  • Mümkün olduğunda yerel ekonomiye ve halka destek olmaya çalışır, bölgesel ürünler satın alır, yerel hizmetleri kullanırız.
  • Geçimini tırmanış ve dağcılıktan sağlayan yerel işgücünün adil koşullarda çalışmasını destekleriz.
  • Ev sahibi ülkenin insanlarına nazik ve saygılı davranır, kendi bölgemize gelen ziyaretçilere de aynı muameleyi gösteririz.
  • Yerel geleneklere, toprak sahiplerinin kültürel ve yasal haklarına saygı duyarız. Tırmanış/dağcılıkla ilgilenmeyen diğer ziyaretçilerin ilgi alanlarını da gözetiriz.
  • Dağların geleneksel kullanım biçimlerini (hayvancılık, tarım, ekonomik, kültürel ve dini uygulamalar) de saygıyla karşılarız.

BÖLÜM 9

Doğal alanlara erişim hakkını sorumlulukla destekleriz.

UIAA, ulusal dernekleri; dağ ve vahşi doğa alanlarına erişimi koruma ve iyileştirme konusunda tırmanıcıların ve dağcıların haklarını desteklemeye teşvik eder.

Tırmanış ve doğayla iç içe olma keyfi, insan ruhunun gelişimi için çok önemlidir. Vahşi dağ bölgelerine erişebilmek, en büyük mutluluk kaynaklarından biridir. Erişim engellerinin çoğu coğrafi veya fizikseldir; ancak bazıları politik olabilir.

Bazı ülkelerde yasal olarak “serbest dolaşım hakkı” vardır ve dağlara erişim özgürdür. Ancak dağcılık geleneğinin oturmuş olduğu yerlerde bile tırmanıcıların çıkarları, toprak sahipleri, koruma kuruluşları, millî parklar, endüstri ve hatta hükümetlerle çelişebilir. Sevdiğimiz bazı bölgeler, izin veya ruhsat gerektirebilir.

  • Dağlara ve kayalıklara sorumlu ve sürdürülebilir bir şekilde erişimin temel bir hak olduğuna inanıyoruz.
  • Doğa koruma örgütleri ve diğer kurumlarla kararlaştırılan erişim kısıtlamalarına saygı duyarız. Esneklik, diyalog ve işbirliği esastır. Tüm tarafları tatmin edecek çözümler için müzakere etmeliyiz.
  • Bir bölgeyi popüler hale getirmenin getireceği olası olumsuz etkileri (artacak kalabalık, çevreye zarar vb.) dikkate alırız.
  • Bu düzenlemeleri desteklemek ve yaygınlaştırmak için bilgi paylaşımında bulunuruz.

Uluslararası Tırmanış ve Dağcılık Federasyonu

Orjinal Belge İçin tıklayın

Türkçe Çeviri : İstanbul Doğa Sporları Kulübü Dağcılık Şubesi

İstanbul Doğa Sporları Spor Kulübü
İktisadi İşletmesi
Rasimpaşa Mah., Uzun Hafız Sk. No:70, 34716 Kadıköy/İstanbulbr> Telefon: 0 212 963 04 79