İstanbul doğa sporları Dağcılık Kulübü olarak, Orta Anadolu’ nun Erciyesle birlikte sönmüş volkanik dağlarından biri olan 3268 metre rakımlı Hasandağı’ na 32 sporcu ile bir tırmanış gerçekleştirdik.Kış ayları olmasa da, düşük hava sıcaklığı, şiddetli fırtına ve az görüş alanı nedeniyle Kış etkinliği tadında geçen etkinlikte 29 sporcu büyük azim ve dayanıklılıkla Hasandağı zirvesiyle buluşmayı başardı.
İstanbul’ dan cuma gecesi başlayan yolculuk, Aksaray’ ın Helvadere kasabasında sabah saatlerinde sonlandı.Karbeyaz Otel diye bilinen, çoğu zaman atıl, sadece yoğun kış mevsimlerinde tur kayağı yapanlara evsahipliği yapan tesisin hemen yanında çadırlarımızı kurduk.Hasandağı tüm heybetiyle bizi izliyordu.Kimbilir kimler geldi eteklerine diye düşündüm.Kaç kişi, zirvesine alsın diye izin istedi.Ve O koca kütlesiyle kimleri misafir etti.Bu duygular içindeyken, haftalardır takip ettiğimiz hava raporlarındaki sonuçların aksine, bir şeylerin farklı olduğunu hissetmeye başladık.Önce hafif esen rüzgar şiddetlendi, yağmur geçişleri buna eşlik etti.Hasan kendini gizlemeye başladı.Tepesindeki yoğun duman, oralarda havanın hiç de aşağıdaki gibi olmadığının işaretiydi.
Yaptığımız dağcılık sporunda karşı karşıya gelebileceğimiz riskler konusunda bilinçli dahası hazırlıklı olduğumuz için ve en büyük gücün doğa olduğunu kabul ettiğimiz için içinde bulunduğumux durumu sükunetle karşılamak dışında yapacak birşey yoktu.Doğayla mücadele etmek ve onu yenmeye çalışmak yerine, sabırla beklemek, dağı hissetmek, bize yolladığı mesajları anlamak en doğrusuydu.Birkaç kez baktığımda O’ na, “geri gidin, bugün keyfim yok, kimseyi istemiyorum zirvemde” dediğini hissettim.İçimden, ” ama lütfen, taa nerelerden geldik, efsaneni öğrenmeye, çiçeklerini görmeye, taşlarına dokunmaya, rüzgarını dinlemeye, tependen ağabeyin Erciyes’ i , kardeşlerin Aladağları, Bolkarları selamlamaya..İzin ver gelelim, kabul et, söz sessiz olacağız, hiçbir taşını yerinden oynatmayacağız, zirvene çıkacağız, bayrağımızı açacağız, sevdiklerimize mesaj yollayacağız, sana teşekkür edeceğiz ve sessizce gideceğiz” dedim.Ama Hasan inatçıydı, dediğim dedikti,estikçe esti, gürledi.Arada bulutlar arasından göz kırptı, rengarenk gökkuşağı yolladı.”Bekleyin ” dedi. Bekledik.
Planladığımız gibi saat 03′ de uyanıp hazırlanmak üzere çadırlarımıza girdik.Rüzgar esti, arada sırada bıçak gibi kesildi, tekrar esti..Sabah çadırdan çıktığımda ilk yaptığım gökyüzüne bakmak oldu. Yıldızları görebiliyordum, ne çoktular , ve rüzgar, sanki bir yaz akşamının hafif esintisi gibiydi.Hasan’ a döndüm, “teşekkür ederiz” dedim.
Hazırlıkların ardından saat 04’de 32 kişi , kasklarımızda lambalar, ellerimizde batonlar, gecenin sessizliğinde sadece ayak sesleri ve rüzgar uğultusu yürümeye başladık. Gittikçe eğimin artması, rakımın yükselmesi beraberinde rüzgarı ve düşük ısıyı hissetmemize, yavaş hareket etmek zorunda kalmamıza neden oldu.Olsun, izin almıştık, gidebildiğimiz yere kadar giderdik.Güneş doğmaya başlamıştı ve her zaman , rotanın solunda görmeye alışkın olduğum Erciyes’ in silüeti bu defa yoktu. İlerledikçe yoldaş olarak sis eklendi. Birbirimizden kopmamaya çalışarak, rotayı bilsek de arada navigasyon kontrolleri de yaparak 3000 metreye ulaştık.3000 metre, dağcılık sporunda yüksek irtifanın alt sınırı olarak kabul edilebilir.Bir kutlama yapalım dedik, ilk kez 3000 metrelere ulaşmayı başarmış arkadaşlarımız için.” Efkar dağıtalım” dedi birisi ve komut verdi.” ” Efkar dağıtılacak, Dağıt ! ” diye .Ve ardından dev bir koro ” oooooof..of ”
Bu cevabın içinde,efkardan çok emek vardı, istek vardı, güç vardı, sabır vardı.Efkarımızdan da kurtulmuş olmanın rahatlığıyla yola devam ettik, zirveyi görmek mümkün değildi, sadece yönünü kestirebiliyorduk.Farklı rotalardan da olda daha önce 3 kez Hasandağı’ na çıktığım halde, “evet geldik “diyemiyordum.Sadece ” az kaldı, başaracağız” çıkıyordu dudaklarımdan.Rüzgar öylesine şiddetlenmişti ki, birgün önce jandarmanın kampa gelip , “yarın 70-80 km şiddette fırtına ihbarı var” dediğini hatırladım.Abartılı bulmuştum.Hayır , doğruymuş raporlar..
Sonra birşey oldu.O dumanın, yüzümüze vuran ıslaklığın ve siyah beyaz geçen 5 saatin ardından karşımda bir renk belirdi.Kırmızı, kan kırmızı..Çırpınıyordu, rüzgara bırakmış kendini.Bayrağımız ! ” Evet, zirvedeyiz! ” Son adımlar, etrafımızı göremiyoruz, ayakta zor duruyoruz ama neredeyiz biliyoruz.Hasandağının 3268 metrelik zirvesindeyiz.Anadolu’ nun ortasında tüm heybetiyle duran dev kütlenin tepesindeyiz.Efsanelere konu olan ermiş Hasan Dede’ nin gömülü olduğu yerdeyiz. Dayandık, sabrettik, geri dönmeyi göze aldık ama başardık.Rüzgara, yağmura, sise rağmen Hasan bizi aldı yanına, ” gelin madem” dedi.” Uzun yoldan gelmişsiniz, görün göreceğinizi, milyonlarca yıldır buradayım, bir yere de gideceğim yok, kimleri misafir etmişim, size mi yok diyeceğim, hoşgelmişsiniz” dedi.
Hasan’ ın zirvesiyle özdeşleşmiş, bir nevi Hasan zirvesinde olduğunuzun kanıtı meşhur kamyon şeklindeki zirve kutusunun içinden zirve defterini aldım.Bizim kamyona bir de arkadaş gelmiş.Meşhur bir araba firmasının amblemini taşıyan gıcır gıcır yeni bir kamyon. Ama bizim emektar kamyonun yerini tutamaz.Hızlıca fotoğraflarımızı çektik, defterimizi yazdık, ancak her zamanki zirve keyfimizi yapamadık.O kadar şiddetlendi ki rüzgar, Hasan tekrar seslendi : ” Misafirliğin kısa olanı makbuldür, Hadi bakalım, yaşlıyım ben, yorgunum.Siz evlerinize, benim yapacak çok işim var daha” Söz dinledik.Mutluluk, huzur, şükür duyguları arasında vedalaştık zirvesiyle.Birgün yine geliriz dedik, herşeyin kabulümüz.Rüzgarın da, karın da, güneşin de.Sen iyi ki varsın, iyi ki bizi kabul ettin.Estin, gürledin, bizden saklandın ama bizi kolladın, korudun da.
Kampımıza indik, çadırlarımızı topladık, aracımıza binip uzaklaşırken dönüp arkamızı son bir kez baktım Hasan’ a , tepesinde yine rengarenk dumanlar. Ak sakallı bir dede gülümsüyor muydu? Bana mı öyle geldi?
Toprak EROL
Notice: Undefined variable: SLGF_Hover_Color in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 109
Notice: Undefined variable: SLGF_Show_Gallery_Title in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 208
Warning: Invalid argument supplied for foreach() in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 225