Genel

Katagori : Genel

CNR SPORTSWEEK 2018’e katıldık.

CNR SPORTSWEEK 2018’e katıldık.

Daha birinci yılımızı doldurmadan ikinci uluslar arası spor fuarına katıldık. CNR’ fuar merkezinde düzenlenen CNR SPORTSWEEK 2018 fuarında salon 1’de 40 m2. standımızda sporseverlere kulübümüzü tanıttık.

Bir çok salon sporunun tanıtıldığı fuarda standımıza sporcular büyük ilgi gösterdi. Ziyaretçilere kulübümüz etkinlikleri ve spor branşları hakkında bilgi verildi.

İstanbul doğa toplumda doğa ve çevre hakkında farkındalık yaratmak ve doğa sporlarını insanlara tanıtmak amacı ile bu tür etkinliklere sizlerin destekleri ile katılmaya devam edecektir.

 


Notice: Undefined index: lk_show_img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 89

Notice: Undefined index: SLGF_open_link in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 97

Notice: Undefined index: SLGF_label_Color in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 98

Notice: Undefined index: SLGF_desc_font_Color in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 99

Notice: Undefined index: SLGF_btn_Color in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 100

Notice: Undefined index: SLGF_btn_font_Color in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 101

Notice: Undefined index: SLGF_button_title in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 102

Notice: Undefined index: SLGF_Light_Box in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 103
Sportsweek

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

Tags, , , , ,

Dünya Çöp Toplama Günü

15 Eylül Dünya Çöp Toplama Günü’nde, yaşasın doğa diyen bizler  ‘Çöpünü Yanında Götür, Atmasan da toplasan’ sloganıyla  doğaya çıktık.  Bu anlamlı günde doğa yürüyüşlerimizde her zaman yaptığımızda biraz daha fazlasını yaptık; daha fazla çöp topladık.

Bizler umutluyuz gelecek nesillere Doğa ve Çevre farkındalığını kazandıracağız.

Evet bu uzun ve zor bir yol biliyoruz ama sizlerin de desteği ile başaracağız.

“Hiç dinlenmemek üzere yola çıkanlar asla ve asla yorulmazlar. ”

Atatürk.


Notice: Undefined index: lk_show_img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 89

Notice: Undefined index: SLGF_open_link in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 97

Notice: Undefined index: SLGF_label_Color in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 98

Notice: Undefined index: SLGF_desc_font_Color in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 99

Notice: Undefined index: SLGF_btn_Color in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 100

Notice: Undefined index: SLGF_btn_font_Color in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 101

Notice: Undefined index: SLGF_button_title in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 102

Notice: Undefined index: SLGF_Light_Box in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 103
Dünya Çöp Toplama Günü

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

Tags, , , , ,

Doğa Hakları Evrensel Beyannamesi

Bolivya Devleti’nin yarattığı Doğa Ana Hakları Evrensel Beyannamesi, Zeynep Arhon’un Dünya gazetesinde yayımlanan ‘Bolivya’nın “Çılgın Planı”‘baylıklı yazısına konu oldu. Arhon’un 25 temmuz’da yayımlanan yazısı şöyle:

“Geleneksel hukuk sistemi bugün sahip olduğumuz sistemden farklıydı: Sadece insan dava açabilir, başka bir insanı mahkemeye verebilirdi.

Şirketlerin güçlenmesi ile bu dar kapsam yetersiz kaldı. Çünkü kurumsal yapıların kanunlara tabi olmadığı bir düzende ortaklar şirketin borcundan sorumlu değildi. Sonuçta şirket battığında ortada hiç kimsenin “problemi olmayan” bir borç kalmakta idi. Amerikan hukuku problemi 1844 yılında çözdü. Birleşik Devletler Yüksek Mahkemesi şirkete ülkenin vatandaşının sahip olduğu hakları verdi. Böylece şirket “insanileşti”. Bugün bir şirket evlenemez, evlat edinemez, devlet kademelerinde görev yapamaz.

Ama arazi ve mülk sahibi olabilir, su ve mineral kaynaklarını uzun süre için kiralayabilir, insana hatta yerel topluluklara karşı dava açabilir. Günümüzde insan hakları liderlerinin bazıları ile birlikte çevreciler, özellikle de ABD Yeşil Partisi, kurumsal dünyaya tanınan hakların fazlalığından şikayetçi.

Konunun bir tarafında kurumsal dünyaya (yaşamayan bir sisteme) verilen haklar varsa diğer tarafında doğadan (yaşayan canlı bir sistemden) alınan haklar var. Yenilen, giyilen, yakılan, kısaca yaşamın devamı için üretilen herşey doğadan geliyor. Doğal kaynakları yeryüzünden çıkaran, bunları işleyen, ürüne ya da enerjiye çeviren şirketler ve dağıtan kanallar kar ediyor. Kaynakların gerçek sahibi olan doğa bu döngüde hiçbir fayda elde etmiyor. Hatta zarara giriyor. Çünkü bugün kullanılan üretim sistemlerinin çoğu döngüsel olmaktan çok uzak ve sınırlı doğal kaynakları sanki hiç sonu gelmeyecekmiş gibi “tüketmek” üzerine kurulu. Tüketmek tam da doğru kelime. Yukarıdaki düşüncelerle yola çıkan Bolivya Devleti gelişmiş ülkelerde dahi çevrecilere şapka çıkartan bir beyanname yarattı: Doğa Ana Hakları Beyannamesi. Adından anlaşılacağı gibi beyanname insanların Endüstri Devrimi ile hiçe saydığı bir dizi hakkı doğaya geri veriyor. İnsan sağlığı ile çevre sağlığının bir bütün olduğunu tanıyor:

“Bugün Doğa anamız yaralı ve insanlığın geleceği tehlikede. Doğa anayı bölünemez, birbirimize bağımlı, birbirimizi tamamlayıcı ve ruhsal bir ilişkiye sahip olduğumuz canlı bir varlık olarak tanımlıyoruz. İnsanların sadece bileşeni oldukları bir sistem içerisinde sadece insanlara hak tanımak kaçınılmaz olarak dengesizliğe yol açıyor. Biz doğa ile yeniden uyumu sağlamak üzere Doğa Ana Hakları Evrensel Beyannamesini öneriyoruz.”

Doğa Ana Hakları Beyannamesi 2009 yılında gerçekleşen, Bolivya hukuki sisteminin baştan yaratılması olarak tanımlanabilecek radikal değişimin uzantısı olarak kaleme alındı. Başbakan Evo Morales’in bir sonraki hedefi dünyanın ilk “Gezegen Bakanlığı”nı kurmak!

Bolivya’nın dünyanın en büyük 10 ekonomisi içine girmek gibi bir hedefi olmasa da dünya üzerindeki tüm ulus devletler gibi ekonomisini büyütmeyi, ülkedeki refahı arttırmayı, işsizlik ve fakirlik gibi temel problemleri çözmeyi amaçlıyor. Ülkedeki döviz girdisinin üçte biri (500 milyon USD) madencilik şirketlerinden geliyor ve madencilik halkın yaşam kalitesini belirgin olarak düşürüyor. Beyanname ilk olarak madenciliği etkileyecek.

Önümüzdeki yıllarda tüm sektörler üretim faaliyetlerini gözden geçirmek, karbon salınımlarını hesaplamak ve azaltmak zorunda kalacak. Çünkü Bolivya devleti doğaya verdiği değeri net bir şekilde ortaya kondu ve doğaya verilen zararın er ya da geç can yakacağı artık kesin. Doğa Ana Hakları Evrensel Beyannamesi bundan 5 yıl önce Stern Raporu’nun tüm açıklığı ile ortaya koyduğu gerçeği, gelişime son derece ihtiyaç duyan bir üçüncü dünya ülkesinin sindirdiğini gösteriyor: Çevreye zarar vererek kalkınmak mümkün değildir.

And Dağları’na kurulu küçük bir ülke geleceği şekillendirmede dev bir adım attı. Amerikan Hukuku’nun yaklaşık iki asır önce attığı adım belki de Bolivya hukuku sayesinde dengelenecek.”

 

Kaz Dağları

Bu sayfamızda Kazdağlarına yaptığımız kendi gezimizi yazmakla birlikte, Kazdağları Milli Parkı, Sarıkız Efsanesi, Hasan Boğuldu Şelalesi ve Göletinin dramatik hikayesi, Tahtakuşlar, Adatepe, Zeus Altarı, Assos, Kadırga Koyu hakkında genel bilgilere de yazımız arasında bolca yer vermeye çalıştım.

İstanbul’dan 24 kişiyle birlikte İstanbul Doğa organizasyonunda hafta sonu kaçamağı yaptık, 13 Temmuz 2018 Cuma günü gece yarısı yola çıktık. İki günlük yoğun programımız bulunuyordu o yüzden gece yolculuğunu uzatarak otobüste uyumayı seçtik.

İlk olarak Susurluk’ta tost-ayran molası verdik. Susurluk tostu ve ayranını güzel yapan yerler asında otoyol üzerindeki yerler değil, birkaç ara sokağa girmek sizi, ayranı ve tostu çok güzel yapan yerlere çıkarabilir ancak geceyarısı, hatta sabaha karşı burada oluyorsanız elinizde pek alternatif bulunmuyor, biz de çaresiz Yasa’da durduk ve tost-ayran ikilisinden sonra yolumuza devam ettik.Daha makul saatlerde Susurluk’taysanız Düzdağ Tostu önerebilirim, burası Yasa’nın hemen arka sokağında.

Yine yola dair bir öneri vermek gerekirse, durmayı planladığım ancak durmadığımız bir yer olarak İvrindi ayrımını geçtikten hemen sonra Saklı Göl (hiç de saklı değil, yoldaki onlarca tabelası olmasa bile dikkatli gözler görür), burada da güneşin doğuşu izlenebilir, çünkü durduğunuz yerden baktığınızda gölün hemen arkasındaki tepeden doğuyor. Biz burada uyuyan arkadaşlarımızın sayısının çok olması nedeniyle durmadan devam ettik.

Kazdağlarına Varış ve Otele Yerleşme

Sabah saat 07:30 da Çamlıbel Köyü’nde bulunan Albatross Dağ Evleri Butik Otelimize vardır. Otelin kendi sitesindeki söylem hakkını verircesine cennetten bir köşeydi adeta. (+90 266 3873834) Otele varır varmaz, 9 arkadaşımız bungalovlarına yerleşirken ben dahil 16 arkadaşımız ise taraça şeklinde düzenlenmiş bahçede zeytin ağaçlarının arasına çadırlarımızı kurduk. Neredeyse hepsi özel olarak otelin bahçesinde yetiştirilen doğal ürünlerden ve aşçının özel olarak hazırladığı hamur işlerinden oluşan kahvaltımızı yaptıktan sonra saat daha 10:00 olmadan güne başladık.

Gün içinde Kazdağlarında olacağımız ve öğle yemeği yiyecek bir yerimizin olmaması nedeniyle otelden tekrar anayola indiğimizde Migros’tan atıştırmalık alışverişimizi yaptık ancak burada 25 kişinin birden markete girmesi üzerine tabi kasada uzun zaman kaybettik.

Kaz Dağları Milli Parkı

Kazdağları’nın eski adı İda Dağı, kelime anlamı olarak kesin bir anlamı bilinmemekteymiş, ancak ağaç, orman anlamlarına geldiği sanılıyor.

Biz Kazdağları Milli Parkına Zeytinli girişinden girmek üzere, alan klavuzu İsmail İrgörücü (0 532 491 67 33) ile 11:00 da buluştuk. Kazdağları Milli Parkına girmek istiyorsanız alan klavuzu alma zorunluluğu bulunuyor (son bir yıldır bireysel girişte aranmıyor olması büyük bir hata). Milli parka araç giriş ve alan klavuzu 2018 yılı ücretleri için yandaki gibidir.

Kazdağları aynı zamanda 4 farklı mevsimin yaşandığı, çok farklı iklimlerin bir arada bulunduğu bir dağ sırası, denizden itibaren hemen yükseldiği dikkate alındığında, kuş uçuşu 11-12 km içinde 1700 rakıma ulaşıyorsunuz, yani sahilde denize girerken hemen 10 km kuzeyde (diğer etkiler de dikkate alındığında) sıcaklığın 12-15 derece daha düşük olduğunu düşünürseniz üşüyen ve kazak, hırka giyen insanların olması muhtemel.

Ayı, kurt, çakal başta olmak üzere türlü canlıya ev sahipliği yapan dağdaki vahşi yaşam 1993 yılına kadar hızlı bir şekilde yok edilmiş, 1993 yılında ise Milli Park statüsü verilmiş. Milli Park dağın yarısını oluştursa da, bu tarihten sonra vahşi yaşamın tekrar hareketlendiği gözlemlenmiş.

Kazdağları Milli Parkı 21.450 hektar, yani yaklaşık 30 bin futbol sahası büyüklüğünde, Maltepe dolgu alanının ise yaklaşık 180 katı. Büyük bir alan görünse de içinde onlarca farklı hayvan türünün, 120 farklı kuş türünün, 800’den fazla bitki türünün yaşadığını düşündüğümüzde çok da büyük olmadığı ortaya çıkıyor. (Bitki türlerinin 32’si sadece ve sadece Kazdağlarında bulunuyor yani endemik tür). Yani Milli Park milyonlarca canlıya ev sahipliği yapıyor.
Mitoloji ve Efsaneler

Paris’in Seçimi

Kazdağları tarihin ilk güzellik yarışmasının yapıldığı yer olarak anılıyor, efsaneye göre, Peleus ile Tetis’in düğün törenlerine Nifak tanrısı Eris altın bir elma gönderir. “En güzele” yazmaktadır elmanın üstünde.

Zeus bu elmayı çoban Paris’e gönderir. Bu kararı ölümlü birisi versin der, çünkü bu kararı Zeus verir ise, tanrıların verdiği karar da ölümsüzleşecektir. Adı geçen üç güzel, Afrodit, Athena ve Zeus’un kendi karısı Hera’dır.

Altın elmaya sahip olmak için Hera “Bu elmayı bana verirsen seni Asya kralı yaparım.”  Athena “Bu elmayı bana verirsen sana sonsuz akıl bilgi ve kehanet gücü bahşederim.” Afrodit ise “Bu elmayı bana verirsen; sana Spartalı Helen’nin aşkını bağışlarım.” der. Helen güzelliği tüm dünyada dillerde dolaşan bir kadındır.

Sonuçta Ispartalı Helen’in aşkını tercih eden Çoban Paris elmayı Afrodit’e verir ve Afrodit; Aşk ve Güzellik Tanrıçası sıfatını kazanır. Daha sonra Ispartalı Helen’i geri getirmek isteyen Akalar, Troia (Truva) ya saldırır ve Truva Savaşları başlar.

Hikayeye ulaşmak için tıklayınız.

Zirve Yolculuğu

Zeytinli sonrası başlayan zirve yolculuğumuzun yaklaşık 30 km ve 1-1,5 saat süreceğini hesapladık, zira aracın büyük olması, yolların (iyi ki) bozuk olması yolculuğun uzun sürmesine sebep oluyor. Zirveye çıkacaklara ilk tavsiyem arada mola verip orman havasını soluması ve yükseklikten kaynaklanabilecek başağrısı, baş dönmesi gibi durumların önüne geçmesi. unun için ilk olarak önerebileceğim yer yayla mevkii, burası 800 metre rakımda, biraz orman havası soluyup, Park sınırları içinde tek kamp kurulabilecek alan olan yeri yürüyebilirsiniz, kısa bir yürüyüş bile güzel olacaktır, konum için tıklayınız.

Bu bölgede su kaynağı kurumak üzereydi, açık alan olması, manzarasının olmaması, tehdide açık olması nedenleriyle bence kamp için güzel bir yer değil, ayrıca belirtmek gerekir ki kamp yapmak ayrıca ücretlendiriliyor.

Tekrar aracımıza binerek durmaksızın Sarıkız’a çıktık, zirvede hala Türkmenlerin kurduğu ve kullandığı ocaklar duruyor hatta her yıl Ağustos ayında burada çadırlar kurulup, etkinlikler de yapılıyor. Türkmenler yani Tahtacılarla ilgili bilgileri 2. gün gezimiz olan Tahtakuşlar Köyü bölümünde anlatacağım.

Sarıkız mevkiine Sarıkız Avlusuna vardıktan sonra arabalarımızdan iniyoruz, hava artık soğuk ve arkadaşlarımız aşağıya göre giyinmiş olduklarından üşüyerek alan klavuzumuz İsmail Bey’i dinledik, İsmail Bey bize Sarıkız Efsanesi anlattı ve bundan sonrasına arabalar gidebilse de biz yaklaşı 2 km yürümeyi tercih ettik. Rüzgar soğuk ve hızlı olduğu için tepeye giden yolda yüzümüzün bir tarafını buz kesti adeta ve yol boyu kulağımızda bir uğultu bıraktı. Buraya çıkacaklar için Temmuz Ağustos ayları için bile mutlaka yanına hırka almasını tavsiye ediyorum.

Sarıkız Zirve 1726 metre yükseklikte, arabadan indikten sonra izlediğimiz rota linki için tıklayınız.

Sarıkız Efsanesi :

Birden fazla rivayeti bulunmakla birlikte en bilineni şu şekildedir. Eski zamanlarda Kazdağları’nın eteğindeki Güre köyünde çok güzel bir kız yaşıyormuş. Bu güzel kız köyün tüm delikanlılarının gözdesiymiş ve hepsi onunla evlenmek isterlermiş. Kız hiçbirisine varmamış ve babası hacdan döndükten sonra köyün delikanlılarıkıza iftira etmişler. Köylüler de bunu duyunca babasına baskı yaparak “ Kızın kötü yola saptı. Ya onu öldürürsün ya da buralardan çekip gidersin” demişler.

Ne yapacağını bilemeyen baba kızını öldürmeye kıyamaz. Köylülerin baskısından kurtulmak ve onların yüzüne bakabilmek için kızını gözlerden uzak tutmak için Kazdağı’nın zirvesine ulaşan baba, herkesten gizli yaşayabilsin diye kazlarla birlikte onu dağda bırakmış.

Dağda kendine bir düzen kuran Sarıkız, kazları gütmeye başlamış ve hayatta kalmış. Burada kaldığı sürede yolunu kaybeden insanlara da yardımcı olmaktaymış. Bu durum bir süre sonra dağda “sarı bir kız” zorda kalanlara yardım ediyor şeklinde babasına kadar ulaşmış.

Kızının ölmediğini ve yaşadığını anlayan baba, Kazdağı’na kızının yanına gitmiş. Sarıkız, babasını görünce çok sevinmiş ve ona ikramda bulunmuş. Babası yemek yerken su istemiş kızından, o anda Sarıkız elini binlerce metre uzaktaki Güre çayına uzatarak su almış ve babasına ikram etmiş. Babası kızının bu halinden, onun bir ermiş olduğuna kanaat getirmiş ve çok mutlu olmuş. Bugün kabrinin bulunduğu yere Sarıkız tepesi denmiştir. Babasının bulunduğu yerin de Babatepe olarak adlandırdığı rivayet edilir ve bu tepe de hemen Sarıkız Tepesinini yakınında ve daha yüksektir.

Sarıkız Avlusuna döndükten sonra tekrar otobüsümüze bindik ve Tozlu Mevkiine doğru hareket ettik.

Bu bölgenin özelliği ise endemik bir tür olan yani sadece Kazdağlarında görülen Kazdağı Göknarını görmek için buradan yürümeye başlamak gerekli. 2,5 km yürüyüşten sonra göknar seyir noktasına ulaşıyorsunuz, biz buradan geri döndük, izlediğimiz rota için tıklayınız.

Bu yürüyüş aslında bu şekilde planlanmıştı ancak denize girmek için zamanımız kalsın istiyorduk, bu nedenle kısalttık, yüzmeye zaman ayırdığıma pişman değilim ancak bu yolu yürümediğime pişman bir şekilde zirve yolculuklarımızı tamamladık ve tekrar aşağıya doğru 1 saat süren yolculuğumuz başladı.

1 saat sonunda ise İsmail Bey ile yollarımızı ayırdık ve Hasan Boğuldu Şelalesi ve Gölüne gittik, ancak burası tam bir hayal kırıklığı oldu, zira sosyal medyada ünlü olması, şehre yakın olması, hikayesi, kötü işletmesi nedeniyle, dumanaltı olmuş, kötü bir piknik alanına dönüşmüştü.

Yine de Hasan ile Emine’nin hikayesini anlatmadan, yaşamadan, gölet sularına ayaklarımızı koymadan gelmedik…

Saat 19:00 da sahilde olabildik ve güneş batmaya yakın ancak denize girebildik, deniz çok temiz olmasa da tüm yorgunluğumuzu aldı, en azından benim için öyle oldu.

Sabah kahvaltıda olduğu gibi akşam yemeğinde de kızım Lorin tüm gruba eşlik etti, 4 yaşına girmek üzere olan kızımla ilk kampımı yani çadır deneyimimi geçen hafta baba kız yaşamıştık, bu hafta ise çadırda uyumasa da ateşe ve sohbete eşlik etmek istedi.

Bir kampın olmazsa olmazıdır ateş, akşam yemeğimizi otelde yedikten sonra taraçaların en alt kısmında bizim için hazırlanan yerde arkadaşlarımız kamp ateşini yaktılar, dediğim gibi kamp ateşsiz olmaz, ateş başında şarkılar, türküler dinledikten sonra herkes yorgunluktan yavaş yavaş odalarına ve çadırlarına çekilmeye başladı, bu arada saat 03:00 olmuştu.

2. gün de hızlı ve tempolu geçeceği için kalan arkadaşlar da uyumaya karar verdiler.

Hasan Boğuldu Hikayesi 

Bu hikayeyi Youtube üzerinden Tuncel Kurtiz sesinden dinlemek için tıklayınız

Dağın aşağısındaki ovada (Edremit) köylüler ürünlerini pazara getirip satar, ihtiyaçlarını alıp köye dönerlermiş, Zeytinli köyünden delikanlı Hasan da baba mesleği bahçıvanlığı devam ettirip, yetiştirdiği sebze ve meyveleri, pazarda satarmış.  Bir gün pazarın kalabalığında bir kız görmüş, giysilerinden obalı olduğunu anlamış, hayallere daldığında birden kızın sesini duymuş, Hasan şaşkınlıktan ne yapacağını şaşırmış. Hasan kızın istediklerini verdikten sonra, adını sormuş ve adının Emine olduğunu ve Zeytinlinin üstündeki obalarda oturduklarını öğrenmiş.

Her Çarşamba Emine peynirin ,sütün ,yoğurdun,balın en iyisini, Hasan’a getiriyor, Hasan da sebzenin en iyisini ona verip, pazardan, Zeytinliye kadar beraber dönüyorlarmış ancak Emine obaya varabilmek için üç sat daha yürüyormuş. Emine ile Hasan birbirlerini sevmişler ve evlenmeye karar vermişler. Fakat Emine’nin ailesi, ovalının obada yaşayamayacağını söyleyerek karşı çıkmışlar. Emine ısrar edince, Hasan’ın kırk okka (altmış kilo) tuzu sırtında obaya çıkarabilirse yiğitliğini göstereceğini ve herkesin onu damat olarak kabul edeceğini söylemişler.

Başka yapacak bir şey olmadığını anlayan Hasan, sevdiğine kavuşmak için tuz çuvalını sırtına alır ve yola düşer ancak daha şimdiki Sütüven şelalesine vardıklarında, Hasan artık yorulmuştu, tuz sırtını yakmaya başlamıştı, daha geldikleri kadar yol vardı. Gökbüvete vardıklarında gücü tükenen Hasan, yere düşmüş. Emine, Hasanı yüreklendirmeye çalışarak gelecek iyi günleri anlatmış, fakat Hasan kalkamaz. Emine’ye buralardan kaçmayı, başka yerlerde yaşamayı teklif eder. Emine obasına söz vermiştir. Kendisinin bile rahatlıkla taşıdığı çuvalı taşıyamayan kişiyi obaya nasıl götüremez hisseder. Hasan’ın yalvarmalarına rağmen obanın yolunu tutar. Ancak obaya vardığında pişman olur. Geri dönmek ister ancak fırtına çıkmış ve ailesi izin vermemiştir.

Emine sabahı zor eder, ilk ışıklarla, Gökbüvet’e koşar fakat Hasan’ı bulamaz, Zeytinliye annesine gider, bulamaz, Edremit’e koşar ancak Hasan’ı kimseler görmemiştir. Hasan’ın sesi kulaklarında çınlayan Emine, mecnun gibi, dere boyunca onu arar durur. Günler sonra Gökbüvet’te, Hasan’ın gömleğini ve ona verdiği çevreyi bulur. Sana kavuşmaya geliyorum Hasan’ım diyerek kendini Gökbüvet’in başındaki çınara asar. O günden sonra Gökbüvetin adı Hasanboğuldu, Gökbüvet’e bakan çınara da Emine Çınarı denmektedir.

Şelalenin adı konusunda yanlış bilinen bir durumu da düzeltmek gerekli aslında, buraların adları Hasan Boğuldu Göleti ve Sutüven (Sudüşen) Şelalesi.

Hikayeyi Sabahattin Ali’nin Yeni Dünya adlı kitabının son hikayesi olan Hasanboğuldu ve Orhan Aksoy’un yönettiği Hasan Boğuldu filmlerinden hatırlayanlar vardır.

Mehmet Çiçek

Tags, , , , , , , , , , , , , , ,

Büyükada

Yaz geldi İstanbul’a ve yazlıklarına ya da uzak yerlere tatile gidemeyen herkesin hafta sonu günübirlik de olsa denize girme imkânını yakaladıkları Adalara kaçma zamanları geldi.

Adaları İstanbul’da olup da İstanbul olmayan bir yer diye tanımlayabiliriz. Bu yazımızın konusu Büyükada olacak ancak en azından diğer adaların isimlerini analım yazımıza başlamadan önce.

İstanbul’un adalarının sadece Kınalıada, Burgazadası, Heybeliada ve Büyükada olduğunu sanıyorsanız yanılıyorsunuz, zira bunlar sadece yerleşim olanları. Aslında bunlara ek olarak adları Sedefadası, Kaşıkadası, Tavşanadası, Yassıada ve Sivriada olan 5 adet daha ada bulunmaktadır. Zamanla bu adaları da siteye ekleyeceğim ancak bugünkü yazımızın konusu Büyükada yani Prinkipo.

Büyükada’ya nasıl gidilir?

Büyükada’ya Anadolu yakasından ulaşım daha kolay ve hızlı olmakla birlikte yaz döneminde Avcılar ve Bakırköy’den de ulaşım mümkündür ancak ulaşmak Avcılar’dan 2 saat, Bakırköy’den 1,5 saat sürmektedir.

Eminönü şehir hatları, Kadıköy’e de uğrayarak 1 saat 20 dk civarında süre bir yolculukla ve diğer adalara da uğrayarak 1,5 saat süren yolculukla Büyükada’ya varmaktadır. Yine Beşiktaş’tan kalkan seferler de bulunmaktadır.

Bostancı ve Kartal’dan ulaşım ise daha sık ve daha hızlı olup 30 dakikada Büyükada’da olabilirsiniz.

Ulaşımı sağlayan Şehir Hatları, İdo, Dentur, Turyol, Mavi Marmara, Prenstur gibi birçok firma vardır bu nedenle tek bir yerden bütün hatlara ulaşmak mümkün değildir, üstelik bir de yaz ve kış tarifeleri farklıdır ve bazen sitelerdeki güncelleme nedeniyle bu linkleri buraya aldığımızda bu linklerin de birkaç ay sonra güncelliğini yitirmesi söz konusudur, gideceğiniz zaman, bineceğiniz iskeleye göre aratmak daha pratik olacaktır.

Büyükada’da nereler gezilir?

Büyükada İstanbul’un en büyük adası, bu yüzden yürüyerek adayı gezmek biraz zorlayacaktır ancak adada tarihi yerlere ve gezilecek yerlere çok takılmadan tam tur yapmak imkansız da değildir. Aslında adada tam tur ve kısa tur olarak turlar adlandırılan turlar var ancak bir de şehir turu diyebileceğimiz tur da yapılabilir.

Bu turlar genel olarak fayton turu şeklinde düşünülse de lütfen içinizde azıcık hayvan sevgisi, doğa sevgisi varsa bu faytonlara binmeyi aklınızdan bile geçirmeyiniz. Buraya keyifli bir yazı okumaya geldiniz belki fotoğraflar koyup bu keyfinizi baltalamak istemiyorum ancak buraya not almakta fayda görüyorum. “Faytona Binme Atlar Ölüyor” (Bu ayrı bir yazının konusu olacak)

Büyükada’da iskeleden indiniz, sizi küçük bir meydan karşılayacak, buradan yukarıya yani tam karşıya doğru çıktığınızda ise saat kulesini göreceksiniz, asıl meydan burası ve yine küçük. Adaya gelince ilk işiniz burada bir fotoğraf çekmek olacaktır, her ne kadar bu saat orijinal olan eski saat kulesi olmasa da yine de simge halini korumakta. (eski fotoğraflarına buradan ulaşabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?time_continue=62&v=qAxJEzWi8ys

Saat kulesine vardığınızda solunuza bakan yol adanın iki mahallesinden biri olan Maden Mahallesine gider. Sahile paralel balıkçı restoranlarını görebilirsiniz, yine saat kulesinin sol yanında 300 yıllık Panayia (Meryem Ana) Rum Kilisesi de birkaç adım mesafede bulunmakta.

Ben önce sağ tarafa yürümeyi tercih ediyorum, ancak burada Lale Hatun sokağından (Emniyet Müdürlüğü yanındaki) iç tarafa geçerek, adanın denizi yukarıdan gören ve güzel bir İstanbul manzarası sunan kafelerinde oturarak zaman kaybetmekten kurtuluyorum.

Burada her sokakta karşınıza güzel bir köşk, konak çıkabileceğini unutmayın, mesela bu Lale Hatun Sokağının sahil yanındaki kırmızı panjurlu beyaz renkte bir köşk var burası Splendid Palace Oteli, mimarisindeki doğu-batı sentezi olduğunu bu ilerden çok anlamasanız da farkedeceksiniz.

Tekrar Lale Hatun sokağına dönersek bu yolla birlikte Adalarda eksik olmayan yokuşlara da başlamış oluyoruz. Güzel dar ve rengarenk çiçekli ağaçların arasından yürüdükten hemen birkaç yüz metre sonra yine küçük bir meydana çıkıyoruz. Burada yine binmediğimiz ancak görselliğine ve estetiğine hayran olduğumuz atların beyaz köşklerin, villaların, evlerin önünden geçerken fotoğraflayabileceğimiz küçük bir meydana çıkıyoruz.

Artık villaların kamu binaları veya otel olarak kullanıldığı Çankaya Caddesinden devam ediyoruz, çünkü bu yol bizi birkaç küçük sürprize çıkaracak, ancak bu yolda kendi canınıza da dikkat etmeniz gerekiyor zira faytonların da kullandığı bu yol bir yarış pisti gibi kullanılıyor.

Biraz ilerledikten sonra sol tarafınızda çam ağaçları arasında zorla seçilen muhteşem bir konak bulunmakta. Bu muhteşem konak  yaklaşık olarak 100 yıllık,  konağın içini görmek hatta hala kapısı açıksa korsan yoldan kulesine çıkmak istiyorsanız hafta içi mesai saatlerinde gitmek zorundasınız zira burası bir kamu binası olarak kullanılıyor. Bir dönem hükümet konağı olarak kullanılan bina şu anda da yine vergi dairesi ve çeşitli yerel hizmetler için kullanılmaya devam ediyor.

Hemen çaprazında ise Mizzi Köşkü bulunmakta, hemen isimden ve mimariden bir İtalyan eseri olduğu akla geliyor ama bu köşk İngiliz George Mizzi tarafından yaptırılmış, bir Ortaçağ şatosunu andırıyor, kulesi hala ayakta ama rasathane olarak kullanılan bölümü yıkılmış durumda. Bu arada artık bir apart otel şeklinde kullanılmakta ve yazının yazıldığı bugünlerde (Haziran 2018) restorasyon görmekte.

Yürümeye devam ettiğinizde Büyükada’nın size çıkaracağı bir sürprize daha rastlıyorsunuz. Hamalcı Sokaktan aşağıya 50 metre yürüdüğünüzde sağ kolunuz üzerinde yıkık dökük bir bina göreceksiniz, işte artık çatısı bile olmayan bu bina da tarihi bir öneme sahip hatta belki de birkaç yıl içerisinde Büyükada’nın en çok ziyaret edilen hatta uluslararası üne sahip bir yeri haline gelecektir. Zira burası Troçki’nin evi. Kısaca bilgi vermek gerekirse Ekim Devrimini yöneten 3 kişiden biri olan Lev Davidoviç 1917-1924 arası Kzılordu komutanlığı yapar, Lenin’in ölümünden sonra Stalin’le girdiği iktidar mücadelesini kaybeder ve ilk olarak 1929 da İstanbul’a sürgüne yollanır, 4,5 yıl burada kalır, sonra Meksika’ya sürgün edilir ve burada da ölür. Meksika’daki evi ziyaretçi akınına uğramaktaymış, buradaki evi ise terkedilmiş durumda.

Troçki’nin İstanbul’da ne işi olduğu ile ilgili daha detaylı yazıyı http://t24.com.tr/yazarlar/cengiz-ozdemir/trockinin-buyukadada-ne-isi-vardi,6505 linkinden okuyabilirsiniz. 

Tekrar ana caddeye çıkıp, yürümeye devam ettiğinizde ise karşınıza Dilburnu Tabiat Parkı çıkmakta, Dilburnu Tabiat parkının hemen bitiminde Yörük Ali Plajı var benzer şekilde adanın tam diğer tarafında bulunan Naki bey Plajı da adanın denize girilebilen güzel plajlarındandır. Buradan sonra yolumuz yine yokuşlara doğru yani tepeye doğru kıvrılmakta, zira Aya Yorgi Kilisesini ve Manastırını görmek gerekli. Yokuşu çıkarken hemen sağımızda Aşıklar Tepesi ve Aşıklar Çay Bahçesi var, ama aşkınıza sarılırken dikkat edin siz yine de…

Yokuşu bitirdiğinizde Adanın ortasında yer alan ve tüm yolların birleştiği alan gibi görünen bir düzlüğe çıkıyorsunuz, burada google haritalarda Lunapark yazılı olduğunu göreceksiniz. Meydanda yer alan kafe restoranda dinlenmeyi kesinlikle tavsiye ederim, çünkü kiliseye çıkacaksanız sağlam bir tırmanış sizi bekliyor. (Faytonla gelseydiniz buraya kadar, bu okuduklarınızın hiçbirisini görmeyecektiniz)

Aya Yorgi Kilisesi yani dileklerin gerçekleştiği kilise Adanın en yüksek tepesinde Yücetepe’ye  1905 yılında yapılmış bir kilise, tepenin yüksekliği 230 metre civarında. Bu yokuşu çıkarken konuşulmaması gerektiği gibi bir inanç var zaten konuşmamak da bütün tırmanışlarda olduğu gibi burada da lehinize.

Tepeye vardıktan sonra önce kendinizi kır gazinosuna (lokanta) atıp dinlendikten sonra gezmeye de karar verebilirsiniz.

Ortodokslar için hacı olmanın yolu Büyükada Aya Yorgi Manastırı’ndan geçiyor. Hacı olmak isteyenlerin önce manastırı ardından da Efes Meryem Ana Kilisesi’ni ziyaret etmesi gerekiyor. Yılda iki defa Aya Yorgi Kilisesi’nde Yortu düzenleniyor. Paskalya Yortusu adı verilen bu yortular 23 Nisan ve 24 Eylül’de yapılmakta ve doğaldır ki bu tarihlerde Kilise büyük bir ziyaretçi akınına uğramakta. Sonrasında ve ne zaman Adaya gitseniz göreceğiniz ağaçlara dolanmış ipler işte hep bugünlerden kalmakta, zira artık Müslümanlar bile bugünlerde meydandan başlayıp makaradaki ipleri yukarıya kadar koparmadan çıkmanın peşindeler.

Bugünkü Kilise ziyaretini de yaptığımıza göre tekrar aşağıya inip, Büyükada için yine çok önemli bir yapıya doğru yürümeye devam edebiliriz. Tekrar meydana vardıktan sonra tam karşıdaki yoldan yürümeye ve çıkan ilk yol ayrımında sağdan devam ettiğimizde hemen sağımızda büyük bir ahşap bina göreceğiz. İşte bu bina da Büyükada Rum Yetimhanesi.

Yetimhane dünyanın en büyük ahşap binalarından birisi (hatta birçok yerde en büyük olduğu yazıyor) yine aynı zamanda Dünyanın en çok katlı ahşap binası. Ana bina 6 katlı, yan bölümler  5 katlı. Bu bina aslında Prinkipo Palace Oteli olarak yapılır ancak otel olarak işletilmesi engellenince, Rum yetimlerin kalacağı yer olarak hizmet vermeye başlar, uzun süre Ruhban Okulu olarak faaliyet gösterir. Bir dönem askeri okul hatta Bolşevik devriminden kaçan Ruslar için göçmen konutu gibi kullanılır, 1960 Kıbrıs olayları nedeniyle el konulur ancak 2010 yılına kadar çürümeye terkedilir. Bu tarihte AİHM kararıyla Fener Rum Patrikhanesine devredilir. Şu an içeriye çökme tehlikesi nedeniyle girmek yasak.

Bu yoldan devam ederek tekrar merkeze inmek mümkün olduğu gibi tekrar geri dönüp, bu kez soldan aşağı inerek yani adanın diğer tarafına geçerek Adalar Müzesine de çıkmanız mümkün, bu müze Ada tarihinin anlatıldığı modern bir müze ve mutlaka görülmesi gerekli, binlerce İstanbul ve Ada fotoğrafını burada görebilirsiniz. (açıkçası ben görmedim daha)

​Mehmet Çiçek

www.azcokgezdim.com

 

Tags, , , , , , , , ,

Fuji Film ile fotoğrafçılık eğitimi

KARAKÖY SOKAKLARINDA KISA BİR TARİH VE FOTOĞRAF GEZİNTİSİ

İSTANBUL DOĞA VE FUJİ FİLM İŞBİRLİĞİ İLE 28 TEMMUZ 2018 CUMARTESİ GÜNÜ KARAKÖY SOKAKLARINDAFOTOĞRAF EĞİTİMİ VE GEZİSİ YAPTIK
Fuji Film fotoğraf makineniz olmasa bile gel demişti İstanbul Doğa üyelerine ve biz de 30 kişiyle birlikte bu çağrıya uyarak hem eğitim alalım hem eğlenelim hem de Karaköy Sokaklarını gezelim dedik.

Saat 11:00’da Karaköy tramvay durağı önünde buluşarak başladık güne ve hemen kalabalık bir grup olarak yürüyerek 5 dk uzaklıkta bulunan Fuji Film eğitim merkezine gittik.

Burası Kemankeş Kara Mustafa Paşa Mahallesindeki Kemankeş Caddesinde bulunuyor. tabi bu kadar kemankeş adını duyunca kim bu Kemankeş diye merak ediyor insan, ancak Osmanlıda yakın tarihlerde birden fazla kemankeş sadrazam yaşamış ve arka arkaya öldürülmüşler neredeyse.

Muhteşem Yüzyıl Kösem dizisini izleyen varsa (ki pek sanmıyorum) orada Kemankeş  Kara Ali Paşanın yaşadığı dönem anlatılıyor yani 4. Murat döneminde yaklaşık 7 ay kadar (çok kısa değil mi) sadrazamlık yapmış birisiymiş ancak Kemankeş Kara Mustafa Paşa 1644’e kadar 5 yıl sadrazamlık yapmış.

Yaklaşık saat 13:30’a kadar burada görseller eşliğinde eğitim, fotoğraf makinesinin kullanımı anlatımı yapıldıktan sokağa adım attık. İlk durağımız inşaatlar içinde yürüdükten sonra Fransız Geçidi’ne vardık. Burası neden Fransız Geçidi bilinmiyor, zira mimarının adı da yazılı değil. Oldukça sade iki bina arasındaki geçidin kapıları gösterişlidir ve bu yönüyle dikkat çekmektedir, binanın yapım tarihi 1860 yılı olup, 1988 yılında korunması gerekli tarihi eser kategorisine alınmıştır.

Geçide girdiğimizde yerde yatan köpek herkesin dikkatini çekti hemen ve bol bol fotoğrafladık, mutlaka iyi fotoğrafları vardır ancak arkadaşlarımın çektiklerinden biri bizi de kadraja sığdıran kare olarak yanda/aşağıda.

Buradaki kafelerin masaüstlerinde duran çiçeklerden ve objelerden birkaç macro çekim veya alan derinliği denemesi yaptıktan sonra Kılıç Ali Paşa Cami, Medresesi ve Hamamına yürüdük.

Kılıç Ali Paşa bir İtalyan olmasına rağmen, uzun süren esaretten sonra Müslümanlığı seçmiş, denizci olmuş, Tunus’u alan, Libya’nın bir kısmı ile Kıbrıs’ın bir kısmını alan, İnebahtı Bozgununda bile başarılar gösteren bir paşa olarak  Kaptan-ı Deryalığa kadar yani donanma komutanlığına yükselmiştir.

Cami ise Paşa tarafından  Mimar Sinan’a yaptırılmıştır, 1580-1587 yılları arasında yapılan cami-medrese-hamam inşaatının bittiğini hem Mimar Sinan hem de Kılıç Ali Paşa’nın görmediği belirtilmektedir.

Caminin avlusunda dinlenme molası verdik, Çayeli Vakfına tahsisli medresenin kapısını çalsak da içeriye giremedik.

Caminin akan çeşmelerinde enstantane denemeleri yaptıktan sonra yolun hemen karşısında bulunan Tophane-i Amire’ye girme çabalarımız da sonuçsuz kaldı zira hem müze girişi hem de üniversite girişi kapalıydı.

Tophane-i Amire Bizans döneminde kiliselerin yer aldığı Metopon adlı bölgede kurulmuştur. Sultan II. Mehmet tarafından fetihten sonra kurulan top döküm merkezi, Osmanlı ordu ve donanmasının kullandığı askeri topların üretildiği yerdir. 1998’den  itibaren Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi olarak hizmete açılan bu tarihi askeri binada Tophane-i Amire Beş Kubbe, Tophane-i Amire Tek Kubbe ve Tophane-i Amire Sarnıçlar olmak üzere üç ayrı sergi holü bulunmakta ve bu mekanlarda yurtiçi ve yurtdışı sergiler düzenlenmekte ise de biz içeriye dahi giremedik.

Buradan yine kısa sayılabilecek bir yürüyüş ile Tünel önünden geçerek bankalar Caddesine çıktık ve Kamondo ailesinin yaptırmış olduğu Kamondo Merdivenleri önünde hatıra fotoğrafı çektirdik. tabi merdiveni boş yakalamak bir mucize gibi olsa da bunu da başardık.

Peki Kamondo ailesi kimdir? Kamondo ailesi İspanya’daki engizisyondan kaçarak ilk önce Venedik’e, ardından İstanbul’a yerleşmiş, sonra Paris’e gitmişlerse de, ailenin son üyeleri 2. dünya savaşında nazi kamplarında yok edilmişlerdir. Kamondo ailesi Kırım Savaşında Osmanlı İmparatorluğuna borç veren yani finanse eden bir ailedir. Aile Osmanlıda mülk edinme hakkı verilen ilk yabancı uyruklu şirketi kurmuştur ve bu şirket bir gayrımenkul imparatorluğuna dönüşmüştür. Aile sürekli saraya borç veren ve imtiyaz elde eden bir aile haline gelmiş ayrıca Osmanlı Bankasına rakip olan bir banka kurmuş ve İstanbul’da ilk belediyenin kuruluşunda öncülük etmiştir. Bu büyük ailenin son ferdi Katolikliği seçerek soykırımdan kurtulmuş ise de aile bu kişi ile yok olmaktan kurtulamamıştır.

Aileden İstanbul’a yadigar kalan ev ve merdivenler ile birçok han bulunmaktadır. Hatta bu evde dönemlerinde  Abidin Dino, Ahmet Hamdi Tanpınar, Sait Faik, Yaşar Kemal, Orhan Veli, Oktay Rıfat, Melih Cevdet Anday gibi pek çok ünlü isim kiracı olarak yaşamıştır.

Merdivenler ise fotoğrafçıların ve film setlerinin vazgeçilmezi olmaya devam etmektedir.

Burada geçirdiğimiz zaman sonrasında yine tünel sokağından Galata Köprüsüne çıktık, güneşin batmaya yakın olması haliç tarafında çekmiş olduğumuz karelerde pek kaliteli sonuçlar elde edemesek de orta bölümünde ve geçitte çektiğimiz özellikle ters ışık fotoğrafları gayet başarılıydı.

Galata Köprüsü de tarihi Leonardo Da Vinci’ye kadar giden bir isteğe sahip, 1502 yılında Da Vinci’nin çizdiği köprü padişah 2. Beyazıt’ın onayını alamayınca 1836’ya kadar bu proje rafa kaldırılmış, 1836 yılında ilk köprü yapılmış ise de bu köprü 1912 yılında yıkılmıştır. Bugünkü Galata Köprüsü yerindeki ilk köprü ise 1845 yılında açılmıştır. Haliç üzerindeki 3. köprü yapılmış bu köprü de 1912 yılında kullanımdan kaldırılmıştır.

Haliç üzerindeki 4. köprü 1912 yılında açılmış 1992 yılında yanmıştır, bu yangının neden çıktığı bilinmemektedir. Bugün eski fotoğraflarda görünen bu köprüdür.

Şu anda kullanılan köprü ise 1994 yılında açılan köprüdür.

Köprünün doğu tarafından Topkapı sarayı ve İstanbul Boğazı fotoğraflarını çektik ve Fuji Filme doğru yürüyüşe geçtik. işte yandaki/alttaki mahşerin 5 atlısı gibi yürüdüğümüz bu kare de etkinlik sonundan.

Etkinlik boyunca çekmiş olduğumuz bütün fotoğraflara buradan ulaşabilirsiniz.

fotoğraflar için tıklayınız

Karaköy’de tarih bu binalardan ve sokaklardan ibaret değil tabi ki ancak ilerleyen tarihlerde yeni gezilerimizle biraz daha anlatmaya çalışacağım…

 

Mehmet Çiçek

www.azcokgezdim.com

Tags, , , , , ,

Sokak Hayvanlarını Besleme Etkinliğimiz

Etkinlik Türü :SOSYAL SORUMLULUK
Etkinlik Tarihi :22.07.2018  Pazar
Etkinlik Süresi :GUNUBIRLIK
Katılımcı Sayısı :15 Kişi.
Faaliyet Sorumlusu :YASEMİN BOSTANCİ

Uzun süredir bireysel ya da küçük gruplar halinde yaptığımız sokak hayvanlarını besleme faaliyetlerimiz, daha fazla hayvana ulaşmak adına bir etkinlik planladık

Doğaseverler olarak, İçinde bulunduğumuz doğanın bir parçası olan hayvanlarımızın yaşam mücadelesinde onlara destek olmak vicdani sorumluluğumuzdur.

Besleme etkinliğimize bir süre önce ziyaret ettiğimiz Beykoz – Cumhuriyet Köyü ile başladık. Bu bölgede sokağa terkedilmiş çok sayıda köpek bulunuyor.

Etkinlik katılımcıları olarak yanımızda götürdüğümüz yiyecekleri, yol kenarında bizleri bekleyen köpeklerimize verdik.

Besleme ve onlarla geçirilen keyifli zaman sonrasında, bu güzel canlılara verdiğimiz desteğin manevi hazzı ile bölgeden ayrıldık

Bir sonraki etkinlikte sizde bulunmak isterseniz web sitemizi takip edin

Erkinlik web sitemiz : www.istanbuldoga.org

 


Notice: Undefined index: lk_show_img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 89

Notice: Undefined index: SLGF_open_link in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 97

Notice: Undefined index: SLGF_label_Color in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 98

Notice: Undefined index: SLGF_desc_font_Color in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 99

Notice: Undefined index: SLGF_btn_Color in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 100

Notice: Undefined index: SLGF_btn_font_Color in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 101

Notice: Undefined index: SLGF_button_title in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 102

Notice: Undefined index: SLGF_Light_Box in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 103
Sokak Hayvanlarını Besleme Etkinliği

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

 

Tags, , , , ,

Lisans Dağıtım Töreni

Kulübümüzün düzenlediği İftar yemeği ve lisans dağıtım töreni Sarıyer belediyesi Kilyos sosyal tesislerinde yapıldı.

Etkinliğe destekleri ve katılımından dolayı Sarıyer Belediyesi Bşk. Yrd. Ismail Erdem ‘e Spor Müdüresi Sibel Helvacıoğlu’ na

Prof. Dr. Nurşen Mazıcı ‘ya Sporcu arkadaşlara ve tüm misafirlerimize teşekkür ederiz.

Tüm Sporculara  başarılar dileriz.


Notice: Undefined index: lk_show_img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 89

Notice: Undefined index: SLGF_open_link in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 97

Notice: Undefined index: SLGF_label_Color in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 98

Notice: Undefined index: SLGF_desc_font_Color in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 99

Notice: Undefined index: SLGF_btn_Color in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 100

Notice: Undefined index: SLGF_btn_font_Color in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 101

Notice: Undefined index: SLGF_button_title in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 102

Notice: Undefined index: SLGF_Light_Box in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 103
Lisans Dağıtım Töreni

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

 

 

Tags, , , , ,

Fuji Film ile Fotoğraf Atölyesi

09.06.2018   Cumartesi
FUJİ FİLM İLE BÜYÜKADA FOTOĞRAF ATÖLYESİ

  Fuji Film katkılarıyla Üskidarlı Salih ve Mehmet Çiçek sorumluluğunda 

Bu Etkinlik Fuji Film Türkiye ile birlikte gerçekleştirilmektedir.

Etkinlik Türü :FOTOĞRAF GEZİSİ VE FOTOĞRAFÇILIK EĞİTİMİ
Etkinlik Tarihi :09.06.2018  Cumartesi
Etkinlik Süresi :GÜNÜBİRLİK
Katılımcı limiti :25 Kişi.
Faaliyet Sorumlusu :ÜSKİDARLI SALİH  ve MEHMET ÇİÇEK

Fotoğraf makineniz olmasa bile Fuji Film Türkiye ile Büyükada’da hızlı bir fotoğrafçılık eğitimi almaya ne dersiniz?

Dünyanın en büyük fotoğraçılık ve görüntüleme şirketi olan Fuji Film eşliğinde Büyükadada fotoğraf gezisi yapacağız.

Bu etkinliğe katılan herkes, Fuji Film tarafından getirilecek fotoğraf makinelerini ÜCRETSİZ olarak kullanabilecek

 

Üstelik fotoğraf makineleri hakkında temel bilgiler verdikten sonra uygulamalı olarak Büyükada sokaklarını fotoğraflarken, temel çekim teknikleri diyebileceğimiz fotoğrafçılık hakkında temel eğitim de, ücretsiz ve uygulamalı olarak anlatılacaktır.

 

Yani bu etkinlikte, diğer fotoğraf gezilerimizde dediğimiz “fotoğraf makineni kap gel” cümlesi, “fotoğraf makinen olmasa da gel“e dönüşmüş durumda…

Hatta dilerseniz kendi fotoğraf makinenizi getirip aynı ışık ortamında  iki fotoğraf makinesini kıyaslayabilirsiniz veya sadece kendi makineni kullanabilirsiniz.

 

 

10:00 Eminönü Adalar İskesinde buluşuyoruz.

Vapur saatine uygun bir saat seçilmiştir. (Vapur hareket saati: 10:10)

Vapur buradan hareketle Kadıköy’e uğruyor. Kadıköy hareket saati 10:30

(şehir hatları tarifesi için tıklayınız)

 

Daha önce veya farklı hatlarla gelenlerle 11:45 te Büyükada KÖŞEM lokantasında buluşuyoruz (Saat kulesinden sola giden cadde üzerinde).

Saat 13:00 e kadar Fuji Film fotoğraf makineleri ve Makine kullanımı ile ilgili temel bilgiler anlatılacak, daha sonra da fotoğraf makineleri misafirlerimize dağıtalacaktır.

 

13:00-13:30  gibi Büyükada sokaklarını fotoğraflamaya başlayacağız,  Özellikle enstantane ve diyafram ayarlarının kullanımının, güzel fotoğraf çekmenin girişi olduğu düşünülerek bu konuda uygulama yapacağız. Belki bir günde çok iyi fotoğraf çekmenin bütün inceliklerini öğrenemeyeceğiz ama gün sonunda, günün başlangıcına göre daha iyi fotoğraf çekeceğimiz kesin.

 

3-4 saat kadar sürecek bu etkinlik boyunca Fuji Film Türkiye tarafından getirilen fotoğraf makinelerini kullanabilirsiniz.

 

17:30 veya 18:30 vapuruyla dönüyoruz (dileyenler daha geç dönebilir)

Not: Hava şartlarına göre giyinelim. Havanın 26 derece ve güneşli olacağı tahmin edilmektedir.

Mümkünse boğazlı yürüyüş botu giyiniz.  Yürüyüş süresinde atıştırmalık kuruyemiş, meyve ve sandviç, 1,5 litre su bulundurulması tavsiye edilir. İnce giyecekler tercih edilmelidir.

Bu bir doğa yürüyüşü veya yürüyüş ağırlıklı bir etkinlik değildir.

Herkes kendi ilk yardım malzemesini bulundurmakla sorumludur, (kişisel ilaçlar, sargı bezi, yara bandı vs.)

Etkinliğe Katılmak İçin Buraya Tıklayın 

Doga Sporları Fuarı

EFEM Fuarcılığın düzenlediği 10-13 Mayıs 2018 tarihinde İstanbul Fuar Merkezinde düzenlenen 7. Uluslar Arası Doğa Sporları Fuarında 11. Salonda 60.m2 ilk standımızda spor branşlarımız tanıttık.

Dort gün süren fuara yoğun ilgi oldu. Kulübümüz  Oryantiring ve Dağcılık spor kulüplerimizde yürüttüğü aktiviteler hakkında ziyaretçileri bilgilendi.

Kulübümüze ilgi gösteren tüm katılımcılara teşekkür ediyoruz.


Notice: Undefined index: lk_show_img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 89

Notice: Undefined index: SLGF_open_link in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 97

Notice: Undefined index: SLGF_label_Color in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 98

Notice: Undefined index: SLGF_desc_font_Color in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 99

Notice: Undefined index: SLGF_btn_Color in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 100

Notice: Undefined index: SLGF_btn_font_Color in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 101

Notice: Undefined index: SLGF_button_title in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 102

Notice: Undefined index: SLGF_Light_Box in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 103
Doğa Sporları Fuarı

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

Notice: Undefined index: img_desc in /home/u9340056/public_html/wp-content/plugins/simple-lightbox-gallery/simple-lightbox-slider-shortcode.php on line 229

 

Tags, , , , ,